22 Ocak 2016 Cuma

KAUÇUKLAR VEGENEL ÖZLLİKLERİ

Tabii kauçuk (NR) 

Tabii kauçuk brezilya kökenli bir ağaç olup çoğu kez kauçuk adıyla anılan Hevea Brasiliensis’ten elde edilir
 • Hevea Brasiliensis’in iç kabuğunda bulunan lateks, gövdede açılan yarıklardan akıtılarak toplanır ve pıhtılaştırılır [2].
• Ağaçtan alınan % 30’luk sıvı konsantrasyonu arttırılarak % 60’lık hale getirilir.
 • Santrifüjlüme, buharlaştırma ve kaymaklaştırma gibi yöntemlerle % 60 kauçuk içeren lâteks elde edilirken çoğu yabancı maddede uzaklaştırılmış olur.

Tabii kauçuğun ortalama molekül ağırlığı 200 000 – 400 000 arasındadır ve geniş bir molekül ağırlığı dağılımına sahiptir
Bu her polimer zincirinde yaklaşık 3000-5000 arasında izopren birimine tekabül etmektedir.
Tabii kauçuk düzenli ve %99 cis 1-4 yapısında olması nedeniyle yüksek derecede kristalleşme özelliğine sahiptir.

 Tabii kauçuklar üretildikleri yere göre teknik olarak da çeşitli isimler alırlar. Örneğin Malezya üretimi doğal kauçuk SMR ismini alırken; Tayland üretimi TTR, Endonezya üretimi SIR ve Singapur üretimi SSR adını alır [4].
 • Tabii kauçuğun 2/3’ü araç lastiği üretiminde kullanılmaktadır. Başlıca kullanım alanları konveyör bant, hortum, ayakkabı tabanı, kablo, otomotiv parçaları, yer döşemesi, demiryolu desteği, diyafram, membran, yapışkan imalatı, silindir kaplama, sünger imalatı, gıda sanayinde contalar, sağlık ürünleri, ebonit malzemeler, eldiven, bebek emzikleri ve balonlardır

Sentetik kauçuk 
 Tabii kauçuk birçok uygulama için arzu edilmesine ve çok önemli materyal olmasına rağmen sadece bazı tropikal bölgelerde yetişen doğal bir üründür. Bu nedenle birçok uygulama alanında tabii kauçuk yerine sentetik kauçuklar geliştirilmiştir

Stiren-bütadien kauçuk (SBR)
 1929 yılında E. Tchunkur ve A. Bock isimli kimyacılar, 75/25 oranında Bütadien/stiren karışımlarını emülsiyon polimerizasyonu ile kopolimerleştirerek tabii kauçuğa benzer bir yapı elde etmişlerdir [2]. – SBR stiren ve bütadien monomerlerinin polimerizasyonu ile elde edilmektedir.
Emülsiyon polimerizasyonu yönteminde ise yaklaşık 75 kısım bütadien ve 25 kısım stiren, uygun emülsiyon yapıcılar yardımı ile emülsiyon haline getirilerek 10 oC’de peroksit başlatıcı sistemi ile polimerleştirilir
E-SBR kauçuklar 100de 30 ile 120 arasında değişebilen Mooney viskozitesi ve 250 000–800 000 arasında ortalama molekül ağırlığı değerlerine sahiptir.Mastikasyon imkânı sınırlı olduğundan Mooney viskozite değerleri, işlenebilme özelliklerine önemli ölçüde tesir etmektedir.
 • Düşük Mooney viskozitesine sahip olanların tabaka oluşturması, dolgu maddesi ve yumuşatıcıları kabul etmesi çabuk ve kolay olmaktadır.
• Karıştırma sırasında düşük ısı oluştururlar.
• Yüksek viskoziteye sahip olanların çiğ hamur mukavemetleri yüksektir. Daha yüksek dolgu maddesi ve yumuşatıcı yüklenebilir

Yırtılma mukavemeti değerleri ise tabii kauçuktan daha zayıftır.
• Dinamik yorulma, yaşlanma ve ısı dayanıklılığı bakımından tabii kauçuktan daha iyi sonuçlar elde edilmektedir

Kloropren kauçuklar (CR) – 
2-kloro-1,3-bütadien (kloropren) polimerizasyonu, ilk defa 1930 yılında W.H Carothers ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilmiştir. – Klorlu kauçuk – Kloropren olarak adlandırılır ve CR sembolü ile gösterilir
Emülsiyon polimerizasyonu yoluyla üretilir. Emülsiyon içinde katalizörler, emülgatörler, modifiye ediciler, koruyucu ajanlar bulunur ve polimerizasyon, serbest radikallerin başlatma etkisi ile gerçekleştirilir.
• Polimer içinde bulunan monomerlerin % 98’i 1-4 konfigürasyonunda, %1-5’i 1-2 konfigürasyonunda veya diğer konfigürasyonlardadır [2, 4].
 • Kloropren kauçukların viskozite değerleri üzerinde, molekül ağırlığı dağılımı, uzun zincir yapısı ve dallanma derecesi etkin olmaktadır.
 • Düşük molekül ağırlığına sahip olanlar çizgisel bir yapı oluştururlar ve kauçuğun işlenmesini kolaylaştırırlar. • Yüksek molekül ağırlığına sahip olanlar dallanmış bir yapı gösteririler bu durum işlenebilme zorlukları oluşturur [2].
 • Kloropen kauçuklardan 30-90 Shore A sertliği arasında mamuller üretebilmektedir.
• Sadece kauçuktan yapılmış dolgu maddesi içermeyen kloropren kauçukların kopma mukavemeti değerleri kristallenme eğilimlerinden dolayı birçok sentetik kauçuktan daha iyi değerler vermektedir. • Kükürtlü modifiye edilmiş kloropren kauçuklar çok iyi yırtılma dayanımı ve daha iyi aşınma mukavemeti gösterirler.
• Düşük vulkanizasyon özellikleri yırtılma mukavemetini arttırmaktadır.
• Uygun karışımlar hazırlandığı zaman tabii kauçuk kadar olmasa da kloropren kauçuklarda çok iyi elastikiyet özellikler elde edilebilmektedir
Kloropren kauçuklardan üretilen mamullerin ısı ve oksidasyon dayanımları tabii kauçuk ve diğer dien kauçuklardan yapılmış mamullerden daha iyi sonuçlar verirler.
 • Hortum (yüksek basınçlı hidrolik hortumları, fren hortumları, tekstil örgülü hortumlar, yakıt hortumları) membran, silecek lastikleri, contalar konveyör kayışları, V kayışları inşaat ve otomotiv sanayi için çeşitli profiller, vals kaplamaları, kablo sanayi, ayakkabı sanayi, tank kaplama, tekstil parçaları başlıca kullanım alanlarıdır
Etilen propilen kauçuklar (EPM/EPDM) –
 Etilen propilen terimi iki farklı yapıda kauçuğu ifade etmektedir. Kopolimer EPM (etilen propilen) ticari olarak ilk kez 1961 yılında üretilmiştir. – Kükürtle pişirilebilen termopolimer EPDM (etilen propilen dien) üretimi ise 1963 yılında gerçekleştirilmiştir [4]. – Kopolimer EPM, amorf ve tamamen doymuş bir yapıdadır. Bu yapı koordinasyon katalizörlerinin varlığında, etilen ve propilenin kopolimerizasyonu sonucu elde edilir. – Kopolimer EPM organik peroksitlerle çapraz bağlar oluşturur. Diğer polimerlerle karıştırma özelliği yoktur
Etilen miktarı %70-80 arası değerlere ulaşıldığı zaman polimerde uzun etilen zincirleri oluşur ve kristalleşme artar. Bu durum kimyasal bağlanma olmaksızın yüksek mekanik özelliklerin oluşmasını sağlar.
 • EPDM’de doymamışlık yan grupta bulunduğundan, polimer zinciri tamamen doymuştur. Bu polimere, oksijen ozon ve kimyasal maddeler ile bozulmaya karşı çok iyi mukavemet kazandırır ve bu sebeple EPDM’den yapılan ürünler çok dayanıklıdır [4].
 • EPDM amorf bir yapı gösterdiğinden düşük sıcaklıklarda elastikiyetleri çok iyidir.
 • EPDM ürünlerinin düşük sıcaklıktaki performanslarını arttırmak için polimerin düşük miktarda etilen içermesi gerekmektedir.
 • Otomotivde; radyatör, ısıtma ve emici hortumlar, pencere ve kapı profilleri, fren sistemi elemanları, silecek lastikleri ve paspas yapımında,
• İnşaat sektöründe kapı ve pencere profilleri, yer ve çatı kaplama malzemelerinin yapımında,
• Beyaz eşyada çamaşır ve bulaşık makinesi körükleri, conta, hortum yapımında,
• Elektrik endüstrisinde, koruyucu kaplar ve kablo imalatında, teknik parça olarak, hortum, konveyör kayışı, vals kaplama ve keçe yapımında kullanılırlar

Akrilonitril-bütadien kauçuklar (NBR)

• Akrilonitril ve bütadien kopolimerizasyonu ilk kez 1930 yılında E.Konrad ve Tschunkur tarafından tarif edilmiştir. Buna başlangıçta N ismi verilmiştir.
• Bugün nitril kauçuk olarak tanımlanırlar ve NBR ile gösterilirler.
 • Nitril kauçuklar, bütadien ve akrilonitril monomerlerinin emülsiyon polimerizasyonu sonucu üretilirler

Nitril kauçukta ham polimer üzerine etki eden birçok parametre mevcuttur. Bu durum mamul özelliklerine önemli etkiler yapmaktadır. Bu parametreler; – akrilonitril içeriği, – polimerizasyon sıcaklığı, – stabilizatörler, – ortalama molekül ağırlığı, – mooney viskozitesi, – ön bağlanma, – yumuşatıcı ilavesidir.
• Nitril kauçuğu diğer kauçuklardan farklı kılan en önemli özelliği bağlı akrilonitril içeriğidir.
• Akrilonitril konsantrasyonu, vulkanizatın polar olmayan sıvılardaki şişme özelliklerine önemli derecede etki eder. Akrilonitril oranı arttıkça.
• Yağ ve yakıtlara dayanım,
• Shore sertliği,
• işlenebilirlik,
• yoğunluk,
• pişme hızı,
• polar plastikler ve plastikleştiricilere uyum,
• kopma mukavemeti ve modülüs değerleri artar.
• Bunun yanı sıra elastikiyet, düşük sıcaklıklara dayanım, gaz geçirgenliği azalır ve kalıcı deformasyon değerleri kötüleşir

NBR kauçuklardan üretilmiş mamuller birçok alanda uygulama bulabilmektedir. Bunlar;
– contalar,
– membranlar,
– hortumlar,
– silindir kaplama (matbaa, tekstil sanayinde sert ve yumuşak silindir kaplamalar),
– ayakkabı tabanı (askeri ve güvenlik botları),
– konveyör kayışları (gıda endüstrisi), – koruyucu giyim eşyaları,
– lastik klişe ve mühür, kazan, boru ve pompa kaplamaları,
– tel kablo izolasyonu,
– kapı, pencere profil ve contaları,
– gıda ile temas eden parça uygulamalarıdır.

21 Ocak 2016 Perşembe

KAUÇUK TİPLERİ

                                                       
                                                       CBR(AŞINMAYA DAYANIKLI)



NBR(NİTRİL KAUÇUK)





RSS (TABİ KAUÇUK)




                                                                   LATEX


                                                                POLİMER

HER TÜRLÜ KAUÇUK FORMULASYONU  AŞINMAYA DAYANIKLI,KOPMA VE İSTEĞE BAĞLI FORMULASYON HAZIRLANIR

KİMYAGER
RAMAZAN DEME
05456791112

20 Ocak 2016 Çarşamba

KAUÇUK FORMÜLÜ BURADA HAZIRLANIR!!!!!!!!!


1) AŞINMAYA DAYANIKLI

2) İSTENİLEN KOPMA MUKAVVEMETİ

3)İSTEĞE BAĞLI SERTLİK

4) RENKLİ HAMUR

5) YAĞA DAYANIKLI HAMUR

6) ISYA DAYANIKLI HAMUR

7) YAŞLANMAYA DİRENÇLİ HAMUR

8) İSTENİLEN YOĞUNLUKDA HAMUR

9) DİELEKTRİKLİ HAMUR

YUKARIDA BELİRTMİŞ OLDUĞUM HER FORMÜL İTİ NA İLE HAZIRLANIR


TEL NO .05456791112

KAUÇUK İLE İLGİLİ MERAK EDİLENLER

 Kauçuk, bugünkü endüstrinin önemli maddelerinden biridir. Motorlu - motorsuz taşıt araçlarının tekerlekleri, çeşitli yağmurluklar, ayakkabılar, elektrikçilikte en önemli izoleler, düğme, tarak, kalem gibi maddeler, yapıştırma solüsyonları, vernikler, kauçuğun endüstriye uygulama şekilleridir.
 
   Doğal kauçuğun bu kadar çok kullanılması sebebi ile, kauçuğu çok ucuz ve bol miktarda elde edebilmek için 1906 yılında Almanlar tarafından sentetik (yapay) kauçuk elde edilmiştir. KAUÇUK - Kauçuk aslında bir ağaç adıdır. Bu ağacın kendisinden ve özsuyu olan lâteksinden elde edilen maddeler endüstride kullanım sahası bulmuştur. Son yıllarda tabii kauçuğun yanı sıra sentetik kauçuğun da üretilmesi ile pek çok kauçuk türü ortaya çıkmıştır. Kauçuğun en önemli özelliği yüksek bir elastikiyete sahip olması, yani yeniden eski haline dönebilen bir uzayabilirliğinin olmasıdır. Kauçuk işleme endüstrisinin gelişmesinin ve hemen her sektörde kullanılmasının temelinde de bu vardır.

   Kauçuk Daha çok sütleğengiller (Euphorbiaceae) familyası bitkilerinde, ayrıca Compositae, Apocynaceae ve Asclepiadaceae familyaları bitkilerinde bulunan lâteks (bitkilerde süt görünümünde özsu)in kurutulmasıyla elde edilen ürün. Kauçuğun adı, Amazon bölgesi yerlilerinin dilinden gelir (caa-o-cu= ağlayan ağaç). 

  Brezilya’da eskiden kurutulmuş bir balçık kalıp üstünde kat kat sürülen kauçuğun pıhtılaştırılması ile ayakkabı yapılıyordu. Lâteksin bezler arasında kurutulması ile de, su geçirmez bezler üretiliyordu. Kauçuktan ilk olarak 1530’larda bahsedilmeye başlandı. Daha önceleri bilinmiyordu. Modern kauçuk imalat endüstrisi ise, kauçuğun kükürtle sertleştirilmesi (vulkonizasyon) işlemiyle başladı(1839). Bu endüstrinin gelişmesi, kauçuğun hammaddesinin işlenerek birçok yerde kullanılmasına sebep oldu. 

   1839-1840 yıllarında Amerika Birleşik Devletlerinde Goodyear, İngiltere’de Hancock, kauçuğu kükürtle birleştirdiler ve sıcakta yapışkan olmayan, soğukta esnekliğini kaybetmeyen bir madde elde ettiler. 
-Kauçuk Özellikleri:
   Kauçuk neftyağında, karbondisülfürde, karbontetraklorürde, terebentinde, eterde, gazyağında, benzinde ve buna benzer eritici sıvılarda çözülür. Fiziki ürünler arasında kauçuk; yumuşaklık, dayanıklılık, elastikiyet, su ve hava geçirmeme özelliği, yapıştırıcılık ve elektriğe karşı direnciyle çok önemli bir üründür. 

   Hakiki kauçuk tekrar tekrar birçok defalar uzatıldığında hemen hemen ilk baştaki orijinal boyutlarına yeniden geri gelir. Bu özelliği de kauçuğu, sentetik kauçuktan ve kauçuk gibi maddeleri ihtiva eden diğer bütün maddelerden ayırır. 
  
-Kauçuk Üretimi
    Tüm dünyada yıllık 15 milyon tonun üstünde kauçuk üretilir; bunun yaklaşık üçte biri doğal kauçuktur. Kalanı, petrolden elde edilen kimyasal maddelerle yapılan yapay (sentetik) kauçuktur. Doğal kauçuk kauçuk ağacının (Hevea brasiliensis) kabuğundan akan sütümsü özsudan (lateks) elde edilir. Bu ağacın en iyi yetiştirildiği bölgeler ekvatorun çevresidir. Doğal kauçuk yetiştiren başlıca ülkeler; Brezilya, Nijerya, Liberya, Zaire, Güney Hindistan, Sri Lanka, Malezya, Endonezya, Tayland ve Filipinlerdir. Doğal kauçuk üretimi plantasyonların (büyük çiftlikler) yanı sıra küçük çiftliklerde gerçekleşmektedir.
 
   Güney ve Orta Amerika’da Maya uygarlığından kalan kalıntılarda en az 900 yıllık ham kauçuk topakları bulunmuştur. Avrupa’ya ilk bilgileri getirin Kristof Kolomb’tur. Kolomb, Haiti Yerlileri’ni “ağaç sakız”ından yapılmış bir topla oyun oynarken görmüştü. 18. yüzyılda iki Fransız botanikçi, François Fresneau ve Charles de la Condamine, uzunca bir süre Güney Amerika’da kaldılar. Kauçuk ağacını ilk tanıtan 1730’da Fresneau oldu. Amerika Yerlileri kauçuk ağacına, “ağlayan ağaç” anlamında cahucho diyorlardı. La Condamine, 1736’da Paris’e kauçuk örnekleri gönderdi ve Yerlilerin kauçuktan nasıl ayakkabı, savaş kalkanı ve şişe yaptıklarını, ayrıca bu maddeden su sızdırmaz malzeme olarak nasıl yararlandıklarını anlattı. 19. yüzyılın ortalarına kadar kauçuk az bulunan ve pahalı bir madde olarak kaldı. Kauçuk başlangıçta yalnızca Güney Amerika’dan ve özellikle de Brezilya’dan sağlanabiliyordu.

    1876’da Henry Wickham, 70 bin kauçuk ağacı tohumu topladı; bunları Londra’nın yakınlarındaki Kew’daki Krallık Botanik Bahçeleri’ne getirdi ve tohumların limonluklara ekilmesini sağladı. Büyük bölümü Asya’daki özellikle Sri Lanka’daki botanik bahçelerine gönderildi. Bu arada 11 kadar fidenin de Malezya’ya ulaştığı sanılıyor. 1889’da Singapur’daki botanik bahçelerinin yöneticiliğine getirilen Henry Nicholas Ridley, yeni bir lateks elde etme yöntemi geliştirdi ve bunun üzerine kauçuk üretimi hızla artmaya başladı. Böylece Güneydoğu Asya’daki plantasyonlardan elde edilen kauçuğun önemi, Güney Amerika’dan gelen yabani kauçuğa göre giderek arttı. 1907’de plantasyon kauçuğu dünyadaki toplan gereksinmenin yüzde 5’ini karşılarken 1914’e gelindiğinde bu oran yüzde 50’nin üzerine çıkmıştır.

   Ağaçların gövdeleri üzerine demir bıçaklarla V şeklinde yarıklar açılır ve yarıklardan akan süt (lâteks) kaplarda toplanır. Bu lâteksin % 30-40 kadarı kauçuktur. Kauçuğu elde etmek için lâteksin koagüle edilmesi gerekir. Bu işlem için asetik asit veya formik asit kullanılır. Böylece elde edilen kauçuk topaklar halindedir ve çekilebilir özelliktedir. Fakat kopmaya dayanıklı değildir. Lastik haline getirilebilmesi için kauçuğun kükürtle 135-160 derecede vulkanizasyonu gerekir. % 12-20 oranında kükürt taşıyan kauçuk, lastik adını alır. Daha fazla kükürt (% 30 gibi) girerse bu takdirde kauçuk sertleşir ve ebonit adını alan ve elektrik yalıtkanı olarak kullanılan bir ürün elde edilir. 

    Kauçuk, izopren (2-metil butadien) moleküllerinin kondensasyonuyla meydana gelmiş bir bileşiktir. % 70 kadar su taşır ve molekül tartısı 350.000 civarındadır. Kauçuk 180 derecede yapışkan olur, 220 derecede erir. Bu dereceden sonra kauçuğun damıtılması başlar. Damıtım ürünü akıcı, yağımsı bir sıvı olup kauçuk yağı adını alır. Kauçuğun da en iyi çözücüsüdür. 

    Kauçuğun ham (işlenmemiş) şekli pratikte fazla bir değere sahip değildir. Fakat çeşitli kimyevi maddelerle karıştırıldığında binlerce faydalı ürün elde edilir. 

-Kauçuk Vulkanizasyonu
    Vulkanizasyon, kauçuğu sertleştirmek için bir yöntemdir. Kauçuk karışımlı malzemenin içinde yer alan kimyasal bağların kuvvetlenmesini sağlayan yüksek sıcaklıkla gerçekleşen işlemdir.
Çoğunlukla pişme işlemi olarak bilinir ve lastik halini almamış, kauçuk hamurunun yapışmasını, yırtılmasını, kırılmasını ya da uzadığında tekrar eski hale gelmesini önler ki bu zaten hamurun lastik halini almasıyla eşdeğerdir. içindeki pişiriciler ve kimyasallara göre farklı sıcaklıklarda, farklı sürelerde sürebilir. bu kimyasal etkileşim hesaplanmasıyla ortaya çıkacak bir zaman dilimidir.

Genellikle bilinenler, hızlı vulkanize olmuş bir lastiğin kopma yırtılma ihtimalinin fazla olduğu, içine yanlış pişirici ve kimyasal atılan hamurun ya vulkanize olamayacağı ya da homojen bir dağılımla lastiğe dönüşmeyeceği, yetersiz pişirici ya da kimyasalın ise vulkanizasyon sonunda hamura doğru şekil ve gerilme kuvvetini vermeyeceği yani lastiğimsi özelliği kazandırmayacağıdır.

*Vulkanizasyon işlemi :

1) tuz banyosu

2) mikro dalga fırın

3) kalıplı pres

4) otoklav ile yapılabilir.

Nadiren enjeksiyon usulü ile vulkanizasyon yapıldığı görülmüştür.

*Vulkanize Kauçuk Keşfi :

Mucit: Charles Goodyear Tarih: 1844

Kaza: Kızgın ocağa atılan kauçuk
Amerikalı Charles Goodyear, 10 yıldan beri ham kauçuğu daha sağlam ve elastik hale getirmenin çarelerini arıyordu. Bu onda bir takıntı halini almıştı ve hatta ödenmemiş borçları nedeniyle hapse bile girdi.

Goodyear bu konuda her şeyi denemişti; karışımına kükürt bile eklemişti. Ne var ki, bu karışımı kızgın ocağa atıncaya kadar hiçbir sonuç elde edemedi: Kauçuk erimiyordu...

Bunu gece boyunca dışarıya çivileyen Goodyear, ertesi gün karışımın oldukça esnek olduğunu fark etti. Kükürtle sertleştirme yöntemine, Romalıların ateş tanrısından esinlenerek, "Vulkan" adını verdi (vulkanizasyon).

Yöntemin Amerika'daki patentini almayı başardı, ancak Fransa ve İngiltere'den yasal formaliteler nedeniyle patent alamadı.

Goodyear, Paris'te borçları nedeniyle hapis yattıktan sonra Amerika'ya döndü.

Patentleri ortakları tarafından yağmalandığından yoksulluk içinde öldü. Ancak en azından "Goodyear Tyre" ve "Rubber Company" gibi şirketler onun isminin gelecek kuşaklar tarafından da anılmasını sağladı...

KAUÇUK İLE İLGİLİ HER TÜRLÜ FORMÜLASYON HAZIRLANIR


 A KALİTE HAMUR RESİMLERİ

KAUÇUK NEDİR???






Kauçuk, bazı tropikal bitkilerin özsuyundan (lateks) ya da petrol ve doğal gazdan imal edilen esnek bir madde.Ağaçların özsuyundan üretilene doğal kauçuk, petrol ürünlerinden üretilene sentetik kauçuk denir. Her iki tür de çok yönlü maddelerdir. Kauçuktan yapılan eşyalar genellikle lastik olarak adlandırılır.
Anavatanı Güney Amerika olan kauçuk ağacı (Hevea brasiliensis), günümüzde daha çok BrezilyaSeylanMeksikaCava Adası, Orta veDoğu Afrika'da yetişir. Yüzlerce yıldan beri, doğal kauçuk, kauçuk ağacına çizikler atmak suretiyle süt halinde akan içindeki özsuyu toplayarak, bu suyu kurumaya ve sertleşmeye bıraktıktan sonra çeşitli muamelelerle kullanılarak elde edilmektedir. 20. yüzyıl boyunca, kimyadaki ilerlemeler, yağdaki kauçuğun kullanılarak suni versiyonunun yapılmasına imkân tanıdı. Her yıl üretilen 18 milyon ton kauçuğun üçte ikisi sentetiktir.